Kahvaltı etmiyor musunuz? O zaman kilo vermeyi unutun!

Kahvaltı etmiyor musunuz? O zaman kilo vermeyi unutun!
Kahvaltıyı es geçmek vücudunuzun yağ değil kas yakmanıza neden olur. Diğer bir ifadeyle, güne kahvaltıyla başlamıyorsanız, kilo vermeyi unutun.

Günün en önemli öğünü
Güne başlarken size güç ve enerji sağlayan kahvaltı en önemli öğündür. Doğru hazırlandığı, kalite ve miktar açısından yeterli olduğu takdirde, kahvaltı size optimal konsantrasyon, güç ve etkinlik için ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi verir. Diğer bir deyişle, gündelik işlerinize girişmeden önce gücünüzü toplamanız gerekir ve bunun tek yolu da iyi bir kahvaltıdır.
Bahane yok! Kahvaltıyı es geçerseniz, vücudunuz rezervlerinden yemeye başlar. Ve enerji sağlamak için yağ yerine kasları yakmaya yönelir. Yani bu durumda kilo vermeyi unutabilirsiniz.
Esas kalori yakıcılar kaslardır. Vücut kalori alımında düşüş saptadığında, tepki olarak gündelik kalori tüketimini düşürür. Katabolik hormonlar salgılayarak kas dokularının hacmini, metabolizmanın hızını ve vücudun kalori gereksinimlerini düşürmeye yönelir. Bu şekilde kilo vermeye karar verdiğiniz takdirde, kilo vermek bir kenara, sağlığınızı tehdit altına almış olursunuz.

Her gün için zengin besinler
Güne besin açısından zengin yiyeceklerle başlayın. Bu tür bir kahvaltı sizi yeni güne hazırlar ve gündelik engelleri aşmanız için gereken gücü sağlar. Sabahları kahvaltı için yeterince vaktiniz yoksa, bu günümüzün en yaygın bahanelerinden biri olsa da, kahvaltınızı geceden hazırlayabilirsiniz. Masayı kurun, ekmeği kesin ve her şeyin üstünü örtün. Geceden dilimlediğiniz sebze ve meyveleri dolapta saklayın. Ayrıca kendinize meyve suyu da yapabilir ve sabah içmek için buzdolabında saklayabilirsiniz. Böylelikle sabahları zamanınızın olmaması kahvaltı etmenizi engellemez. Kahvaltınız uyandığınız anda sizi bekliyor olur.

Besin açısından zengin bir kahvaltı için, aşağıdaki sağlıklı besinleri listenize alın:
· TAHILLAR
Yalnızca beyaz undan yapılmış ekmek yiyebildiğinizi söyleyerek kendinizi kandırmayın. İnanın, beyaz ekmekten çok daha sağlıklı ve vücudunuza normal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için güç verecek birçok besin içeren tahıl türleri bulunmakta. Sıklıkla tam buğday, mısır, çavdar, kavuzlu buğday ya da karabuğday ekmeği yiyin. Ayrıca kırma hububat, tahul ve karbonhidrat içeren yulaf ezmesi de beyninizin ve kaslarınızın çok daha iyi fonksiyon göstermesini sağlar.
Evde yapılan yiyeceğin en iyisi olduğunu düşünenlerdenseniz, kendi ekmeğinizi de yapabilirsiniz. Hamuru bir gece önceden hazırlayın, kabarmasını bekleyin ve fırınınızda kendi ekmeğinizi yapın. Böylelikle yediğiniz ekmeğin içinde tam olarak ne olduğunu bilirsiniz. Dahası, maliyet açısından da karşılaştırılamaz ölçüde tasarruf etmiş olursunuz. Tek ihtiyacınız olan farklı tahıllardan (kavuzlu buğday, karabuğday, mısır, tam buğday) elde edilmiş un, maya, su, biraz şeker, tuz ve isterseniz ekleyebileceğiniz yemiş ve tohumlar. Ayrıca ekmeğinizi susam, keten tohumu, kabak tohumuyla da süsleyebilirsiniz.

· SERT KABUKLU YEMİŞLER VE TOHUMLAR
Besin açısından oldukça zengin olan sert kabuklu yemişler ve tohumlar, vücut için gerekli yağ asitleri, çok fazla E ve B vitamini, çinko ve demir içerir. Özellikle et ve hayvansal proteinler içeren ürünler yemeyen vejeteryanlar için bu besinler çok gereklidir. Mineraller zihinsel konsantrasyon ve beynin performansını geliştirerek, düşünme gücümüzü yükseltir. Sert kabuklu yemişler ve tohumlar sıklıkla kahvaltınızın bir parçası olmalıdır.

· SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ
Süt kalsiyum açısından oldukça zengindir. Yarım litre sütün içerdiği bin miligram kalsiyum, gün içinde bir insanın ihtiyaç duyduğu miktarı tamamlar. Bu miktarda kalsiyum aynı zamanda iki dilim yağsız peynir ve bir kase yoğurtla da elde edilebilir. İnek sütü sizin için çok ideal bir tercih değilse, soya, pirinç, yulaf ya da badem sütünü de deneyebilirsiniz. Alerji sahibi kişiler koyun, keçi sütü içmelidir.

· MEYVE, YUMUŞAK MEYVE VE MEVSİMLİK SEBZELER
Sebze ve meyvelerin çok fazla miktarda vitamin, mineral ve lif içerdiğini biliyoruz. Kahvaltıda taze sebze ve meyve tüketmeye ya da sularını içmeye özen gösterin. Diğer taraftan sebze ve meyveler üzerinde her türlü işlemin, içerdikleri besinleri büyük oranda yok ettiğini aklınızda tutmalısınız. Aşırı ölçüde lezzetli bir kombinasyon önerisi, dilimlenmiş domates, fesleğen ve küp şeklinde mozarella peyniri olabilir. Bu menüye birkaç dilim ekmek ve bir fincan da sıcak çay ekleyebilirsiniz.
· İÇECEKLER
Sabahları aç karnına bir bardak su içmek birçok beslenme uzmanı tarafından önerilmektedir. Ayrıca farklı bitkisel çayları da deneyebilirsiniz. Sabahları bir fincan kahve içmeden duramayanlardansanız, arada malt, palamut, çavdar ya da tahıldan elde edilen kahveleri deneyin. Gerçek kahve mideyi irite ederek vücuttaki asit miktarını arttırır.
· TATLANDIRICILAR
Şeker kamışı ya da diğer bal türlerinden daha hafif olan akasya balı tüketin. Sözde diyet şeker ve yapay tatlandırıcılar, yapay olarak üretildiklerinden ve herkes için uygun olmadıklarından önerilmemektedir.
Lezzetli kahvaltı önerileri:
· MEYVELİ VE KARABUĞDAY İÇEREN TAHIL GEVREKLERİ
Üç kaşık karabuğday lapası, 250 gram yağsız yoğurt, iki kaşık bal, rendelenmiş elma, kuru üzüm, badem, ceviz ve biraz da tarçına ihtiyacınız var. Karabuğday lapasının üzerine soğuk su ekleyip gece bekletin. Sabah, suyunu aldıktan sonra yukarıdaki malzemeleri ekleyin ve karıştırın.
· MEYVE PÜRESİ
250 gram kuru kayısı, erik ya da armut, 250 mililitre elma suyu, biraz vanilya, tarçın, limon suyu, rendelenmiş limon kabuğu ve zencefile ihtiyacınız var. İstediğiniz başka malzemeler de ekleyebilirsiniz. Elma suyunu kuru meyvelerin üzerine dökün ve gece dinlendirin. Sabah karışımı püre kıvamına gelene dek ezin ve diğer malzemeleri ekleyin. Bu şekilde hazırlanmış bir püre buzdolabında birkaç gün saklanabilir. Pürenin içerdiği malzemeler size gün içinde gereken enerjiyi fazlasıyla verebilir.
· SABAH ÇAYI
Bir süre için sabahları kahveye elveda deyin ve güne iyi bir havada, enerjik bir şekilde başlamak için kendi çayınızı hazırlayın. Üç parça elma kabuğu, üç parça frambuaz ya da çilek yaprağı ve bir parça da limon otuna ihtiyacınız var. Elde ettiğiniz karışımdan iki kaşık alın ve çeyrek litre su ekleyin. Kabı kapatıp birkaç dakika demlenmeye bırakın. Frambuaz ve çilek yaprakları çayınıza hoş bir tat verecektir. Bu türden bitkisel çaylar aynı zamanda anemi ve sabah yorgunluğundan muzdarip kişiler için de birebirdir.
Güne doğru şekilde başladığınızda kendinizi ne denli zinde hissettiğinize şaşıracaksınız. Kahvaltı size gün içinde ihtiyacınız olan güç ve enerjyi vermesinin yanı sıra, öğle yemeği öncesi ani açlıkları da engeller. Kendinize iyi bakın ve sağlıklı bir kahvaltı için birkaç dakika ayırmayı ihmal etmeyin.

Işıltılar saçmanız için güzellik önerileri

Işıltılar saçmanız için güzellik önerileri
Genç ve ışıltılı bir görünüm için ciddi operasyonlara girmenize gerek yok. Size vereceğimiz birkaç küçük öneriyle canlı ve güzel görünümünüzü her zaman koruyabileceksiniz.

Yeterli düzeyde su içmeyi ihmal etmeyin

Genç ve ışıltılı bir görünüm için cildinizin her zaman yeterli düzeyde nem taşıması çok önemlidir. Cildiniz yeterli düzeyde su aldığında, daha sıkı, dolgun ve canlı görünür.
Kuru bir cilt ise yorgun bir görünüm taşımanıza neden olur. Diğer taraftan, nemlendiricikremlerle dıştan uygulanan bakım cildin nem düzeyini koruması için yeterli değildir.
Bu nedenle her gün su içmeyi ihmal etmemelisiniz.

 

Koruyucu krem, şapka ve gözlük kullanın

Güneş ışınları cilt kanseri riskini arttırmakla kalmaz, aynı zamanda hızlı yaşlanmanın da ana nedenlerinden biridir.
Yaşlanmış ve sarkmış bir cilt istemiyorsanız, ve elbette cilt kanseri riskini asgari düzeye çekmek için, düzenli olarak koruyucu krem kullanmalısınız.
Ayrıca güneşe çıkacağınız zamanlarda şapka ve gözlük kullanmayı da ihmal etmemelisiniz.
Aşırı sıcak günlerde kollarınızla bacaklarınızı yanmaktan korumak için uzun kollu bluzlar ve bacaklarınızı kapatacak pantolonlar giymeye özen gösterin.

Bütün vitaminlerinizi alın

Güzel bir cilt için, yeterli düzeyde taze meyve ve sebze yemeye özen gösterin. Özellikle de cildinizin sağlıklı ve sıkı olmasını sağlayan A, B ve E vitaminleri açısından zengin sebze ve meyveleri tercih edin.
Ayrıca antioksidan içeren yiyecekler de her zaman beslenme programınıza dahil olmalı.
Antioksidanlar, vücudunuza ciddi zararlar verip hastalıklara neden olabilecek (ve aynı zamanda cildin erken yaşlanmasına yol açacak) serbest radikallere karşı iyi bir koruma sağlar.    

Makyaj söz konusu olduğunda, altın kural “az çoktur”

Asla yüzünüzü aşırı makyajla kapatmamalısınız. Çünkü bu durumda yüzünüzdeki gözenekleri kapatmış olursunuz.
Mümkünse, yalnızca rimel ve ruj kullanın. Ama göz farkı, allık ve pudra kullanmak durumundaysanız, mümkün olduğunca az kullanmaya özen gösterin.
Geceleri ise, yatmadan önce yüzünüzdeki makyajın tamamını silmeyi unutmayın.

 

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz, yalnızca zindelik ve incelik açısından değil, güzel ve ışıltılı bir cilt açısından da oldukça önemlidir.
Düzenli egzersiz kan dolaşımını hızlandırırak, kanın bütün organlarınıza düzgün bir şekilde ulaşmasını sağlar.
Aynı zamanda cildinizin daha fazla oksijen almasını sağlayan fiziksel egzersizler, bu sayede daha sıkı ve canlı bir görünüm taşımanıza yardımcı olur.
Cildin sağlıklı olması, çevreden kaynaklanan zararlı maddelere karşı koruma sağlar.    

Yeterli düzeyde uyku ve dinlenme

Uykunuzu tam aldığınız takdirde, göz altlarındaki koyu halkalar yok olur, cildiniz daha taze ve canlı bir görünüm kazanır, hatta daha yüksek bir morale sahip olursunuz.
Geceleri beş saatten daha az uyuyan kişiler, sekiz-dokuz saat uyuyanlara göre çok daha hızlı yaşlanmaktadır.

Seks de önemli

Bu doğru. Hatta uzmanlar bile bunu öneriyor. Çünkü seks esnasında vücudunuzun salgıladığıhormonların sağladığı zevk ve keyif hissi cildiniz üzerinde artı bir etkiye sahiptir.

 

Öğleden sonraları kahve için

Boş mideyle sakın kahve içmeyin. Çünkü aç karnına kahve içtiğiniz takdirde, vücudunuzdaki B12 vitamini düzeyi düşer.
Kahve yerine, elma yiyerek ya da bir bardak taze sıkılmış meyve suyu içerek vücudunuzu canlandırmaya çalışın.

 

Sağlıklı bir hayat tarzına geçin

Genç ve canlı bir görünüm için en önemli etmen ise hayata karşı sağlıklı ve iyimser bir bakış açısıdır.
Elinizden geldiğince olumlu düşüncelere odaklanın ve gündelik problemlerinize çok fazla takılmamaya çalışın.
Ayrıca gün içinde kısa yürüyüşler, esneme egzersizleri ve yoga da daha zinde ve güzel birgörünüm elde etmenizi sağlayacaktır.

Sağlık üzerine 5 koca karı tedavisi

Sağlık üzerine 5 koca karı tedavisi
Çocuklarının sağlıklı ve zinde olması, bir annenin en çok önem verdiği konudur, elbette.
Ve anneler, bazen çocuklarının sağlığı için, kulağa batıl inanç gibi gelen, hatta düpedüz koca karı ilacı gibi görünen fikirlerle ortaya çıkabilir.
Peki ama anneler gerçekten bu koca karı tedavilerini uyduruyor mu yoksa bu tedaviler bir gerçeklik payı taşıyor mu?
İşte size bunlardan birkaçı.

Soğuk algınlığı mı? Biraz tavuk çorbasına ne dersiniz?


Herhalde annelerin işe yarar olduğunda direttiği en yaygın tedavi yöntemlerinden biri budur.
Üşütmüşseniz, sürekli burnunuzu çekiyorsanız, size gereken bir kase,sıcak tavuk çorbasıdır.
Elbette bu bir ilaç değildir ama gene de kendinizi iyi hissetmenizi sağlar, öyle değil mi? Peki bu işin ardındaki sır ne?
Tavuk büyülü bir hayvan mı yoksa annelerimiz yalnızca bu söylenceye inanıp bizikandırmaya mı çalışıyor?

Bunun basit bir cevabı olduğunu düşünebilirsiniz. Boğazımız kötü durumdayken, sıcak bir çorbanın elbette işe yarayacağını düşünüyorsunuz, belki de. Ancak tavuk çorbasının yararları bunun çok ötesinde.
Chest Journal’da (aboneliğinizi yenilemeyi unutmadınız, umarız?) yayınlanan bilimsel bir çalışmada, araştırmacılar tavuk çorbasının içerdiği nötrofil kemotaksinin üst solunum yolu
rahatsızlıklarıyla ilintili belirtiler üzerinde iyileştirici etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla, sıcaklığı ve içerdiği besin değerlerine ek olarak, tavuk çorbası “mukozal açıklığı arttırma” potansiyeline sahiptir.
Bilimin bu şaşaalı açıklamasının anlamı şu: tavuk çorbası sayesinde burnunuzun akması kesilir.

Buna ek olarak, uzmanlar tavuğun sistein denilen bir amino asit içerdiğini söylemektedir.
Bu amino asit, annemiz tavuğu büyülü bir şekilde lezzetlibir çorbaya dönüştürdüğünde salgılanmaktadır.
Sistein, doktorların bronşit ve solunum yolu rahatsızlıkları yaşayan hastalara reçete ettikleri asetil-sisteindenilen ilaçla aşırı ölçüde benzerlik göstermektedir.
Yani bu açıdan bakacak olursanız, tavuk çorbası gerçekten de bir ilaçtır.

Bal öksürüğe iyi gelir


Çocuğunuzun öksürüklerini kesmek için balın mükemmel bir fikir olarak öne çıkması, muhtemelen bütün eczaneler kapalıyken sabrının sonuna gelmiş
bir annenin mutfak dolaplarını alt üst ettiği bir gecede olmuştur. Ayı şeklinde kavanozlarda karşımıza çıkan bu yapışkan madde, tuhaf bir biçimde, öksürük şuruplarıyla
aynı düzeyde etki göstermektedir. Ve balın plasebo etkisi de, çocuğunuzun öksürükleriyüzünden bütün ev ayağa kalkmışken herkesin yeniden uykuya dalması için yeterli olabilir.

Balın gerçekten öksürüğü kesmede etkili olup olmadığını anlamak için, araştırmacılar balın etkileriyle dekstrometorfanın etkilerini karşılaştırmaya karar vermiştir
(dekstrometorfan, neredeyse bütün soğuk algınlığı ve öksürük ilaçlarının aktif maddesi olmasının yanında, kafayı bulmak için ilaç içenlerin de favorisidir).
Bu amaç doğrultusunda, araştırmacılar, yaşları 2 ile 18 arasında değişen 105 hasta çocuğu üç gruba ayırmıştır. İlk gruptaki çocukların ebeveynleri öksürüğe karşı bal,
ikinci gruptaki çocukların ebeveynleri bal aromalı dekstrometorfan verirken, üçüncü gruptaki çocuklar ise herhangi bir tedaviye dahil edilmemiştir.

Araştırmada, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, dekstrometorfan öksürük ve uyku sorunlarına karşı hiç yoktan iyi sayılabilecek bir etki göstermiştir. Ama asıl şaşırtıcı olan, balın ilaçtan daha fazla etki göstermesi olmuştur.
Araştırmacılar, öksürük üzerinde etkili olanın balın yapışkanlığı ve akışmazlığı olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda, balın içerdiği antioksidanlar da soğuk algınlığının iyileşme sürecinde etkili olmaktadır.
Teşekkürler, arı kardeşler!Ama bir tedavi yöntemi olarak bal kulağa ne kadar inanılmaz gelirse gelsin, bundan daha inanılmazları da var...

Bir kaşık şeker hıçıkırık geçirmek için birebirdir


Hıçkırık, belki de dünyadaki tuhaf batıl tedavilerin yarısının çıkış nedenidir. Bugüne dek hıçkırığa karşı nefesimizi tutmaktan, kafamıza plastik poşet geçirmeye dek sayısız çözüm önerilmiştir
(hıçkırık sorununuzu sizi öldürerek halleden poşet çözümünün çok temiz olduğunu söyleyebiliriz). Ama büyük ihtimalle çoğumuzun aklına ilk gelen, annemizin başvurduğu çözümdür: bir kaşık şeker.
Aslında bir kaşık şeker gerçekten işe yarar mı, bu başka bir konu. Fakat şeker yüklemesi yapılmış çocuk duvarlara tırmanmaya başladığında muhtemelen hıçkırığını unutacaktır.

Aslına bakılacak olursa, New England Journal of Medicine dergisi, hıçkırığa karşı sıradan toz şeker öneren Dr. Edgar Engelman’ın araştırmasını yayınladığında yıl 1971’di.
Belki de annelerimiz bu türden bilimsel yayınları sürekli takip ediyordu.Engelman’ın araştırmasında ulaştığı sonuç, 20 hastanın 19’unda bir kaşık şekerin hıçkırığı hemen geçirdiği yönünde olmuştur.
Belki bu sonuç size çok önemli gelmeyebilirama bir de şunu dinleyin. Bu 20 denektenbazıları 6 saat, bazıları ise haftalardır hıçkırmaktadır.
Belki de Engelman’ın hastalarının çoğu çizgi filmlerde boy gösteren sarhoşlardan oluşuyordu.
Tamam da, şeker hıçkırığı nasıl geçiriyor? Bunun en muhtemel açıklaması, şekerin vagus sinirini (beynimizle karnımız arasındaki sinir) aşırı uyarması olabilir.
Böylelikle vagus siniri,az önce odaklandığı görevden (hıçkırıktan) uzaklaşır. Aynı açıdan, hıçkıran çocuğu altına ettirecek düzeyde korkutmak da işe yarayabilir ancak yanlarında temiz yedek iç çamaşırı bulundurmayan
anneler için şeker çok daha tercih edilir bir yöntemdir.

Kabuğu, ekmeğin en besleyici yeridir


Çocuklar ekmeğin dışındaki sert kahverengi kısma karşı doğal bir memnuniyetsizlik taşırken, anneler ise her gün çocukları için sandviç hazırlarken ekmeğin kabuk kısmını kesmek zorunda kalmanın memnuniyetsizliğini yaşamaktadır.
Bu nedenle anneler nesillerdir çocuklarına ekmeğin en besleyici kısmının kabuğu olduğunu söylemiştir.
Böylelikle anneler bu anlamsız angaryadan kurtulurken,çocuklar da bazı gereksiz işlerden kaçmak için küçük beyaz yalanlar söylemenin faydalarını öğrenmiştir.

Dr. Thomas Hofmann’ın önderliğindeki bir grup Alman araştırmacı, bu fenomeni anlamak için, ekmek kabuğunun kimyasal açılımı ile ekmeğin geri kalanını karşılaştırmalı olarak analiz etmeye karar vermiştir.
Ve bu araştırma yalnızca annelerinin ne denli haklı olduğunu ortaya koymaktan başka bir işe yaramamıştır.
Ekmeğin içinin de dışının da tam olarak aynı malzemeden yapıldığını düşünecek olursak, bu nasıl mümkün oluyor? Bunun açıklaması, pişirilirken ekmek hamurunun “Maillard reaksiyonu” denilen bir süreçten geçmesidir.
Maillard reaksiyonu ekmeğin dışta kalan kısmının sertleşip kahverengi bir ton kazanmasına neden olur (pişirilen ete ve hatta biraya o kahverengi tonu veren de aynı süreçtir). Ekmeğe sahip olduğu lezzeti veren en önemli
etken olmasının yanı sıra, gerçekleştirilen araştırmalar, Maillard reaksiyonunun zararlı maddeleri yok eden antioksidan bileşenler ürettiğini de göstermektedir.

Hoffmann ve araştırmacılar, bir gün öğle yemeklerini yerken, ekmeğin pronil-lisin denilen spesifik bir antioksidan içerdiğini keşfetmiştir. Gerçekleştirilen araştırmalar, pronil-lisinin vücudun kansere karşı kendini koruma
düzeyini arttıran en önemli bileşen olduğunu ortaya koymuştur. Ve işte size bomba bir haber: bu bileşen, ekmeğin kabuk kısmında, ekmeğin iç kısmına kıyasla 8 kat daha fazla bulunmaktadır.

 

Soğuk hava üşütmenize neden olur


Bu rahatsızlığa ‘üşütmek’ diyor olsak da, aslında uzun zamandır üşütmenin üşümekle hiçbir ilgisi olmadığını, soğuk algınlığının virüslerden kaynaklandığını biliyoruz.
Ama bu gerçeğe rağmen, anneler nesillerdir çocuklarına soğuk havada dışarıda durmamalarını, yoksa üşüteceklerini söyleyip durmuştur.

Soğuk algınlığının geniş kitleler arasında yayılmasıyla hava durumunun bağlantısı, bilim dünyası içinde birçok tartışmaya konu olmuştur. Peki ama soğuk hava teorisinin bir geçerliliği yoksa, neden kışın ortası
“grip ve soğuk algınlığı mevsimi” olarak anılır? Kış aylarında herkes çoklukla iç mekanlarda olduğundan, insanların birbirine yakınlığının hastalıkların yayılmasını hızlandırdığını düşünebilirsiniz.
Ama yalnız yaşayan insanlara ne diyeceksiniz? Bu durumda onların hiçbir zaman soğuk algınlığı yaşamaması gerekir, değil mi? En sonunda bu sorular Cardiff Üniversitesi’ndeki araştırmacıları harekete geçirmiştir.

Araştırmacılar, “soğuk algınlığı mevsiminin” ortasında 180 gönüllü bulmuş ve bir şekilde, bu insanların yarısını, 20 dakika ayaklarını buz gibi suda tutmaları konusunda ikna etmeyi başarmıştır.
Ve ayaklarını soğuk suda tutan deneklerin üçte biri bir sonraki hafta soğuk algınlığı yaşarken, soğukla ilişkisi olmayan deneklerin yalnızca %9’u hastalanmıştır. Yani anneler bir kez daha haklı çıkıyor!
Profesör Ron Eccles, bu durumu şöyle açıklıyor: “İnsanlar üşüdüğünde, bu durum burun bölgesindeki damarların aşırı büzülmesine ve enfeksiyonlarla mücadele eden akyuvarları taşıyan sıcak kanın taşınamamasına neden olur.
” Yani, üşümeyen biri virüs kapsa bile soğuk algınlığı belirtileri göstermezken, üşüyen bir vücut virüsün etki göstermesi için mükemmel bir ortam yaratıyor.

Yani, çocukken öğrendiğimiz gerçekten değerli bir ders varsa, o da annelerin her zaman haklı olduğu ve onları dinlememiz gerektiğidir.

Güzel bir vücut için 7 tavsiye

Güzel bir vücut için 7 tavsiye
Daha iyi görünmenizi sağlayacak güzellik ve diyet önerileri
Sakınmanız gereken yiyeceklerden, hızlı ve pahalı olmayan bakım önerilerine, tepeden tırnağa güzellik için bize kulak verin.
Yaklaşmakta olan önemli bir gün varsa ve o gün gerçekten güzel ve çekici görünmek istiyorsanız, önerilerimiz işinize yarayacaktır.

Hızlı son dakika egzersizleri

Formda bir vücut için düzenli egzersiz en iyi yol olsa da, önemli bir gün öncesindegerçekleştireceğiniz son dakika egzersizleri de daha iyi görünmenizi sağlayacaktır.
Vücudunuzda özellikle öne çıkmasını istediğiniz bir kısım varsa, son dakika egzersizlerinizde bu kısma odaklanın. Mesela karın kaslarınızı öne çıkarmak istiyorsanız,
gerçekleştireceğiniz mekik egzersizleri işinize yarayacaktır. Bu bölgeye egzersizle birlikte kan geleceğinden, kaslarınız çok daha sıkı ve formda görünecektir.
Ayrıca egzersizlerde vücudunuzun salgıladığı endorfin, kendinize güveninizi de arttırır.

Sakınmanız gereken yiyecekler

Sıkı, düz bir karın için en iyi yol düzenli olarak sağlıklı beslenme ve egzersiz olsa da, özel bir günün öncesinde de bazı yiyeceklerden uzak durarak daha ince ve çekici bir vücut görünümü elde edebilirsiniz.
Özellikle vücudunuzun şişkin bir görünüm elde etmesini engellemek için, belli meyve ve sebzelerle, fasulye ve belli tahıl türleri gibi aşırı lifli yiyeceklerin tüketimini sınırlandırın.
Ayrıca tuz, karbonatlı içecekler ve sakızdan da uzak durun.

Düz bir karın için tüketmeniz gereken yiyecekler

Belli yiyeceklerden uzak durmanız gerektiği gibi, yaklaşan önemli gün öncesinde tüketimine ağırlık vermeniz gereken yiyecekler de bulunmaktadır.
Beslenme düzeninizdeki aşırı tuzlu yiyeceklerin tüketimini sınırlandırıp, muz ve kuru meyve gibi potasyum açısından zengin gıdalara yönelin.
Diğer taraftan, papain ve bromelayin gibi sindirim enzimleri içeren yemekler de daha iyi bir görünüme ulaşmanızı sağlayacaktır.
Ayrıca vücudun daha şişkin bir görünüm taşımasına neden olan gaz ve toksinleri elimine eden yiyecekler de güzel bir görünüm elde etmenizi sağlar.

 

İnce bir görünüm sağlayan iççamaşırları

Buna hile yapmak denebilir ama sizi temin ederiz ki, daha iyi görünmek için iççamaşırlarından bir parça da olsa yardım almayan tek bir ünlü yoktur.
Vücut hatlarınızı ortaya çıkaracak ya da istediğiniz kısımları saklayacak iççamaşırlarıyla daha çekici bir görünüm elde edebilirsiniz.
Ayrıca göğüs dekoltenizi öne çıkaracak ya da kalçalarınızı daha dolgun gösterecek pedli iççamaşırlarından da yardım alabilirsiniz.
Daha da iyi bir görünüme kavuşmak için, siyah ya da en azından koyu renklerde kıyafetler giymeye çalışın.

Sahte bir bronz görünüm

Bronz bir vücut yalnızca daha ince görünmenizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda selülit ya da vücudunuzdaki lekeleri saklamanıza da yardımcı olur.
Dahası, stratejik bir bronzlaşma süreciyle, olduğundan çok daha güzel bir vücut görünümü elde edebilirsiniz.
Daha ince görünmeleri için, bacaklarınızın yan taraflarına bronzlaştırıcı kremler ya da kavalkemiği kısmına parlatıcı losyonlar sürebilirsiniz.
Daha iyi bir göğüs dekoltesi için, göğüslerinizin arasına biraz bronzlaştırıcı da sürebilirsiniz.

Ünlüler gibi gülümseyin

İnci gibi beyaz dişlerinizde sararma emareleri görülüyorsa, birkaç ufak müdaheleyle çarpıcı bir gülümseme elde edebilirsiniz.
Öncelikle, dişlerinizin daha beyaz görünmesi için, mavi alttonlara sahip kırmızı ya da pembe renkli bir ruj kullanın.
Dişlerinizin olduğundan daha sarı görünmesine neden olacak sarı ya da turuncu tonlarda rujlardan uzak durun.
İkinci olarak ise, yüzünüze bir parça bronzlaştırıcı sürerek, sağlıklı bir parıltı taşımanın yanında, dişlerinizin de daha beyaz görünmesini sağlayabilirsiniz.

 

Kusursuz bir cilt görünümü yaratın

Siyah noktacıkların ve sivilcelerin en az istendikleri zamanda ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.
Ama mükemmel bir cilt sanrısı yaratmak için yapabileceğiniz çok fazla şey olduğunu söyleyebiliriz.
Üzerini kapatması zor bir noktacık ya da sivilceye sahipseniz, makyaja geçmeden önce bu bölgeye birkaç dakika için bir buz küpü koyun.
Böylelikle daha kötü bir görünüme neden olan yanmayı engelleyebilirsiniz.
Kırmızılıkları yok etmek için, normal makyajınızın altına yeşil tonlarda kozmetik kapatıcılar ya da beyaz bir göz kalemi kullanabilirsiniz.

Vücudunuz için doğru zamanı seçin

Vücudunuz için doğru zamanı seçin
Kilonuzu ölçmek, doktora gitmek, yenileyici bir uyku uyumak, sağlıklı bir şeyler atıştırmak, biraz egzersiz ve ardından seks yapmak için en doğru zaman hangisidir?
Bütün bunları (ve diğer acil işleri) doğru zamanlarda yapmanızdan en çok faydayı vücudunuz sağlar.
Birine kötü bir haber vermek ya da ertesi gün işinizdeki sunumun provasını yapmak için en doğru zamanın hangisi olduğunu öğrenmek ister misiniz?

Kilonuzu ölçmek için (Sabah 7)

Düzenli olarak kilosunu ölçenlerin, tartıya yalnızca haftada bir kere çıkanlara göre neredeyse iki kat kilo verebildiğini biliyor muydunuz?
Kilonuzu ölçmek için en uygun zaman sabah, tuvalete gittikten sonra ve duşa girmeden öncesidir. Gün içinde kilonuzda 2,5 kiloluk oynamalar olabilir. Bu nedenle kilonuzu yalnızca sabahları uyandığınızda ölçmelisiniz.

Doktor ziyareti için (Sabah 9)

Doktora gitmeniz gerekiyorsa, sabah saatlerinde randevu almaya çalışın. Sabah saatlerindedoktorunuz zinde, canlı olacak ve size kendisini tam anlamıyla verebilecektir. En doğru sonuçları elde etmek için bütün kan ve idrar testleri de sabah yapılmalıdır.

Dinlenmek için (Öğlen 1 ile 3 arası)

Gün içinde dinlenmesi gereken yalnızca bebekler ve yaşlılar değildir.
Yenilenmek, yaratıcılığın artması ve hafızanın güçlenmesi için herkes gün içinde biraz kestirmelidir. Gerçekleştirilen araştırmalar öğle sonrası uykusunun kalp krizi riskini üçte bir oranında düşürdüğünü göstermektedir.
Öğle sonrası uykusunun en faydalı olduğu zaman dilimi, uyku hormonunun en yüksek düzeyde olduğu 1 ile 3 arasıdır. Bu uyku yalnızca yirmi dakika sürmelidir. Daha uzun sürdüğü takdirde, daha yorgun uyanırız.

Bir şeyler atıştırmak için (Öğlen 3)

Sağlıklı beslenmeden yana olan herkes, bir şeyler atıştırmak için en doğru zamanın öğleden sonra olduğunu bilir.
Vücuda enerji sağlamak ve akşam yemeğinden önce açlık hissetmemek için bir şeyler atıştırmanın en doğru saati öğleden sonra üçtür.
Çikolata ya da sandviç yerine, biraz peynir ve bir elma yiyin. Yedikleriniz 250’den çok, 100’den az kalori içermemelidir.

Ev temizliği için (Öğlen 4)

Öğlen 4 vücut sıcaklığının en yüksek olduğu, dolayısıyla beyin ve eller arasında en iyi koordinasyonun sağlandığı zamandır. Bu nedenle evin temizliğini ve benzeri işleri bu saatte yapmalıyız. Böylelikle ardınızda tek bir toz tanesi bırakmazsınız ve pencereleriniz ışıldar.

Egzersiz zamanı (Akşamüstü 4 ile 6 arası)

Direncinizin ve gücünüzün en üst düzeyde olduğu zaman akşamüstü saatleridir.Yani egzersiz için en doğru zaman. İşte yorucu bir günün ardından, egzersiz zihninizin rahatlamasını, düşüncelerinizi toparlamanızı, stresten kurtulmanızı sağlar.

Kötü haberler için (Akşam 7)

Kimse kötü haber almaktan hoşlanmaz ama birisine kötü bir haber vermek zorundaysanız, bunu kan basıncının en düşük ve nabzın en yavaş düzeyde olduğu akşam saatlerinde yapmaya çalışın. Kötü haber vermek için en kötü zaman sabah altı ile öğle arasıdır. Çünkü bu aralıkta kan basıncı çok yüksektir ve kalp krizi riski artar.

Çalışma için (Akşam 8 ile 12 arası)

Sinir sistemimizin en açık olduğu zaman akşam 8 ile geceyarısı arasıdır. Bu zaman diliminde öğrenilenlerin uzun dönemli hafızada kalması çok daha olasıdır. Ertesi gün işte bir sunum yapacaksanız, provanızı bu saatlerde yapmalısınız.

Seks için (Gece 10 ile 1 arası)

Elbette zorlu bir günün ardından oldukça yorgun hissetmeniz olasıdır ama seks için en doğru zaman da gece 10 ile 1 arasıdır. Bu zaman diliminde dokunmaya karşı hassasiyet en yüksek düzeydedir.

Kendinizi nasıl güzel hissedersiniz?

Kendinizi nasıl güzel hissedersiniz?
Güzelliğin anahtarı, kendinizi güzel hissetmektir. Ama bazen, bunu hissetmekte, kendi güzelliğimizin farkına varmakta zorlanabiliriz. Size bunun için birkaç tavsiyede bulunacağız.

1 - Önce aynaya, sonra diğerlerine bakın. Siz onlara benzemiyorsunuz, onlar da size. Siz eşsiz, benzersizsiniz. Kimse sizin gibi değil, size benzemiyor
. Elbette bir ikiziniz olmadığı sürece. Ama bu durumda bile, ikiz kardeşinizle kişilikleriniz ve ifadeleriniz farklı olacaktır.

Bunu kendinize sesli bir şekilde söyleyin: “Benzersiz olmak güzel.” Her insan kendi güzelliğine sahip olduğundan, kimsenin size aksini söylemesine izin vermemelisiniz.

2 - Size güzellik vadeden bütün fikirleri bir kenara atıp, sağlığınıza odaklanın. Sağlığınız için olumlu olacaksa, saçlarınızı kesin, kilo alın ya da verin, evde cilt bakımı için kendi
kremlerinizi hazırlayın, sağlıklı beslenin. Güzelliğin ilk adımı sağlıktır.

3 - Egzersiz yapın! Gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar düzenli egzersizin depresyon ve stres düzeyini düşürdüğünü ve zihinsel sağlık açısından çok önemli olduğunu göstermektedir.
Ve düzenli egzersiz sayesinde enerji kazanır ve zindelik hissedersiniz. Bu da kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.

4 - Gülümseyin! Gülümsemek istemeseniz bile. Gülümsemek kendinizi daha iyi ve daha güzel hissetmenizi sağlar.

5 - İyi olduğunuz şeylerle meşgul olun. Örneğin, İngilizce’de iyiyseniz, bu dilde makaleler yazın. Ya da sporda iyiyseniz, karşılaşmalara çıkmaktan çekinmeyin.
İyi olduğunuz alan matematikse, her gün zihinsel aktiviteler gerçekleştirin. İyi olduğunuz şeyleri yaparken kendinizi iyi hissedersiniz.

6 - Her yeni güne, kendinize ne kadar güzel olduğunuzu söyleyerek başlayın. Bu kendini beğenmişlik gibi gelebilir ama kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

7 - Kendinize güzellikler yapın! Ormanda yürüyüşe çıkın, arkadaşlarınızla sinemaya gidin ya da yeni bir kitap alın. Nasıl göründüğünüzle ilgisi olmayan şeylerle meşgul olun.

8 - Diğerlerini de oldukları gibi kabul edin. Birinin sizden farklı bir vücut şekline, boyutuna ya da rengine sahip olması, onların da güzel olmadıkları veya özgüven sahibi olmayı
haketmedikleri anlamına gelmez. Etrafınızdaki insanlara ne kadar güzel olduklarını hissettirin. Bunu diğerlerine yaparsanız, hem kendinizin hem de etrafınızdakilerin ne kadar güzel olduğunu hissedersiniz.

9 - Diğerlerine karşı nazik olun. Böylelikle çevrenizdeki insanların kendilerini iyi ve özel hissetmesini sağlarsınız. Dünyanın en güzel insanı bile olsa, birisinin terbiyesiz ya da kaba bir tavra sahip olması her şeyi değiştirir.

10- Etrafınızı güzelleştirin. Bazen yaşadığınız ortamı yeniden dekore etmek ve detaylarla güzelleştirmek bile kendinizi daha iyi ve güzel hissetmenizi sağlayacaktır. Buzdolabınıza kendinizi iyi hissettirecek ve özgüveninizi arttıracak notlar da yapıştırabilirsiniz.

11- Hayatınızı siz yaratırsınız. Siz kendinizi güzel hissettiğiniz sürece güzelsiniz. Bu yüzden hayatınızı yaşamaktan korkmayın ve ne kadar güzel olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın.

    Kalori Yakmanızı Sağlayacak 15 Besin

    Kalori Yakmanızı Sağlayacak 15 Besin

    Bu onbeş besin, sağlıklı ve zengin yiyeceklerdir; vitamin dolu ve besleyicidirler, hatta bazılarında yağ yakmayı kolaylaştıran özel enzimler bulunmaktadır.

    İyi düzenlenmiş beslenme alışkanlıkları, tabii kisağlıklı beslenmenin en önemli parçasıdır; ancak bunlar her zaman hızlı çözümler sunmaz; özellikle de tartıdaki rakamdan bahsediyorsak! Daha etkili bir yöntem ise tartıdaki rakamın geriye gitmesini sağlayacak dikkatlice seçilmiş besinleri tercih etmek. Aşağıdaki listeden seçtiğiniz besinleri egzersiz programınızla birleştirin; sonuçları görünce şaşıracaksınız!

    1- Avokado

    Çoğu kişi avokadonun çok yağ içerdiğini düşündüğü için ondan kaçınıyor. Bu doğru, ancak içerdiği yağ doymamış yağ olduğu için bu besin sağlıklı olduğu kadar metabolizmayı da hızlandırıyor!

    2- Yulaf

    Bu tahıl kolestrolü düşürmesiyle ünlenmiştir. Karmaşık karbonhidrat içerdiği için vücutta yavaşça çözünür, daha uzun süre sizi tok tutar ve daha çok enerji verir.

    3- Kuşkonmaz

    Bu birinci sınıf, düşük kalorili sebzenin besin değeri çok yüksektir ve sindirim sistemine yardımcı olur. Aynı zamanda yağa katkı sağlayan atıkların çıkarılmasına katkıda bulunur.

    4- Badem

    Bu yemiş türü protein ve lifler açısından çok zengindir. Gün içinde birkaç badem yiyin- hem açlığınızı bastıracak hem de diyetinizdeki besin içeriğini arttırın.

    5- Ispanak

    Bu koyu yeşil sebze, çok az kalori ile çok fazla demir, lif ve beta-karoten içerir, bukandaki kolestrolün düşürülmesine de yardımcı olur.

    6- Yeşil Çay

    Yeşil çayın metabolizmanızı hızlandırmasına sebep olan içindeki kafein değildir, içerdiği ECGC adlı maddedir. Bu madde beyin ve sinir sisteminin uyarılmasına ve vücudun kalori ihtiyacının artarak yakılmasına yardımcı olur.

    7- Brokoli

    Brokoli A ve C vitaminleri ve lif yönünden çok zengindir, tokluk hissi verir ve sindiriminizi düzenler. Taze yerseniz brokolinin faydalarını göreceksiniz.

    8- Ceviz

    Öğünden önce bir avuç ceviz yiyin. Bu hem daha sonra daha fazla yemenizi engelleyecek, hem de kolestrolünüzü düşürecek ve günlük ihtiyacınız olan lifler, E vitamini ve omega 3 yağ asitlerini size kazandıracaktır.

    9- Elma

    Bu tatlı ve enfes meyve vitamin ve lif açısından zengindir ve sizi tok tutar.

    10- Süt

    Süt ve süt ürünlerinden bahsettiğimizde farklı fikirler ortaya atılacaktır, ancak kalsiyumyönünden zengin olduğunu unutmayın, bu sağlığınız için çok yararlıdır. Süt aynı zamanda karmaşık karbonhidratlar içerir, bu size enerji verir. Bazı araştırmalar, günde bir bardak sütün yağ tüketiminin hızını arttırdığını göstermektedir.

    11- Jalapeno Biberi

    Bu acı biber yemeğe önemli ölçüde lezzet ve baharat katmaktadır. İçinde bulunan capsicine adlı madde kalp atışını ve dolayısıyla metabolizmanızı hızlandırır.

    12- Somon

    Somon balığının eti besin değerleri açısından yüksektir, çünkü omega 3 yağ asitleri barındırmaktadır. Bunlar leptin hormonunun seviyesini azaltır ve kalorilerin yakılmasını kolaylaştırır.

    13- Bezelye

    Baklagiller vitamin ve lif yönünden zengindir. Bu sizi daha uzun süre tok hissettirken yeme ritminizi düzenler, ki bu da metabolizmanız için çok önemlidir.

    14- Greyfurt

    Bu sulu tropik meyve, yağı çözen galaktronik asitlere sahiptir, içerdiği lifler sayesinde de tokluk hissi verir. İkinci bir faydası ise fazla kiloların birikiminden sizi korumasıdır.

    15- Ananas

    Ananas lif ve C vitamini içerdiği kadar bromelin yönünden de zengindir. Bu enzim, vücudun proteinleri daha çabuk çözmesine ve dolayısıyla daha fazla enerji üretmesine yardımcı olur. Aynı zamanda besin değerleri de çok yüksektir, çünkü yüksek oranda şeker içerir, bu nedenle ne kadar tükettiğinize dikkat etmelisiniz.

    İyi bir gün geçirmek için sabahtan işe koyulun

    İyi bir gün geçirmek için sabahtan işe koyulun
    Genellikle gününüze nasıl başlıyorsunuz?
    Uyandıktan sonraki ilk birkaç saat kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bu iki durumun birbirine bağlı olduğunu biliyor musunuz?
    Gün içinde kendinizi nasıl hissedeceğiniz ve gününüzün nasıl geçeceği, sabaha nasıl başladığınıza bağlıdır. Bu nedenle sizin için asla ihmal etmemeniz gereken bir sabah ayini listesi oluşturduk. Uyandığınız andan itibaren mükemmel bir gün geçirmek ister misiniz?

    En iyi görünümünüzde olun!

    Kulağa çok basit ve mantıklı geliyor olsa da, gerçek şu ki, ne denli iyi görünüyorsak, kendimizi aynı ölçüde iyi hissederiz.

    Saçınız güzel görünüyorsa, üzerinizde çekici, şık kıyafetler varsa, makyajınız tamamsa, kendinizi çok daha güven dolu, daha profesyonel ve rahat hissedersiniz. Bu da insanlarda bırakacağınız izlenimi oldukça güçlendirir ve gününüzün çok daha iyi geçmesini sağlar. Bu yüzden sabahları birkaç dakika erken kalkarak, kendinize zaman ayırmaya çalışın. Bu birkaç dakikalık özverinin karşılığını gün içinde fazlasıyla alacaksınız.

    Olumlu düşünün!

    İnsanlar olumlu düşüncelere oldukça açıktır. Sabah uyandığınızda ilk birkaç dakikanızı başarılarınızı ve ulaştığınız hedefleri düşünmeye ayırırsanız, gün içinde size yetecek miktarda olumlu enerjiyi bir araya getirebilirsiniz. Sizin için önemli olan ve hayatınıza anlam katan şeyleri düşünün. Bu düşüncelerle, çok daha güzel bir güne başlamanız mümkün.

    TV’yi kapatın!

    Siz de uyanır uyanmaz TV’yi açanlardan mısınız? Gün içinde ilk duyduğunuz sesin haberleri sunan spikere ait olması sizi rahatsız etmiyor mu?
    TV’den gelen sesler ilk başta kendinizi iyi ya da güvende hissetmenizi sağlayabilir ancak kısa süre içerisinde, TV’den aldığınız tüm ses ve mesajlar dikkatinizin sizin için o kadar da önemli olmayan konulara kaymasına neden olur. Bu yüzden TV’den uzak durun ve dikkatinizi gün içinde yapmanız gerekenlere verin!

    Sizi uyandıran doğanın kendisi olsun!

    Alarmınızın ya da çalar saatinizin sesi her sabah sizi çıldırtıyor mu?
    O halde, doğal yollardan uyanmaya çalışın. Güneşin ilk ışınları, vücudunuzun da doğal bir yoldan uyanmasını sağlar – bunun için gereken yalnızca, güneşin yatak odasına girmesine izin vermeniz.

    Mümkünse, yatak odanız evin doğu cephesinde olsun, perdeleri açın ve güneşin içeri dolmasına müsaade edin! Elbette kış günlerinde bu çok mümkün olmayabilir; muhtemelen güneşin yükselmesinden önceki saatlerde uyanmanız gerekir. Ama güneş ışınlarını andıran aydınlatmaya sahip alarmlar satın alabilirsiniz. Böylelikle uzun, soğuk kış günlerinde, sanki bir bahar sabahına uyanıyormuş gibi hissedebilirsiniz.

    Kahvaltıyı atlamayın!

    Son yıllarda kendinizi bir mağaraya kapatmadıysanız, kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu muhtemelen duymuşsunuzdur. Hepimiz kahvaltının öneminin farkında olsak da, bu öğünü çoğu zaman atlamaya meyilliyizdir.

    Zaman sıkıntısı, sürekli acele içinde olmamız, iştahımızı kahveyle kapatmamız nedeniyle, kahvaltıyı atlayarak güne başlarız. Ancak bu durumun ruh halimiz, üretkenliğimiz ve elbette sağlığımız üzerinde çok olumsuz etkileri vardır. Bu yüzden size gün boyu gerekecek enerjiyi alacağınız kahvaltıyı sakın ihmal etmeyin!

    Hareket edin!

    Hepimiz fiziksel egzersizlerin ruh halimiz üzerinde doğrudan etkisi olduğunu biliyor olsak da, çok azımız sabahları egzersize zaman ayırır.

    Uzun süre egzersiz yapmadıktan sonra yeniden düzenli bir egzersiz programına başladığınızda, ilk günlerin size işkence gibi gelmesi olasıdır. Ama biraz dayanırsanız, kısa süre içerisinde kendinizi çok daha iyi hissettiğinizi görebilirsiniz. Ve bu nedenle de her sabah egzersizlerinize devam etmeye istekli olursunuz.

    Sosyalleşin!

    Sabahları, tek istediğiniz kapınızı çekerek tek başınıza kalmak olabilir. Ancak başka insanlarla sosyalleşmek üzerinizde olumlu etkilere neden olur. Eşinizle, ev arkadaşınızla ya da bir başkasıyla bir fincan kahve içip biraz laflayarak, gün içinde yapmanız gerekenlerden konuşarak ve son dedikoduları paylaşarak, kendinizi çok daha canlı hissedebilirsiniz.